• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/Haydarah1212
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905343503067
  • https://www.youtube.com/channel/UCIDtgVbhw5jRS3GRD6c0H7g

EHLİBEYT İLE KUR'AN İLMİ DERNEĞİ (EHLİKURAN) 
HATAY - İMAM HÜSEYİN (a.s.) MESCİDİ

Usul'u Din
Peygamberler
Rüya Tabirleri
İBRAHİM KANADLI
yusuf_ibrahim_kanadli@hotmail.com
Hz. Fatıma’nın (a.s) Mezarı
18/01/2021

 

Hz. Fatıma’nın (a.s) Mezarı

Peygamber efendimiz, İslam dinini tebliğ sürecinde müşrik, kafir ve münafıkların birçok eziyetine katlanmıştır.

Bu eziyetler öyle ağırdı ki “Hiçbir peygamber benim çektiğim eziyeti çekmemiştir” diye buyurmuştur.

Bütün bu eziyetlerin sebebi başta Kureyş halkı olmak üzere bütün insanlığa, insanoğlunun maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayacak renk, dil, ırk, cinsiyet ve sınıf ayrımını kaldıran, gelir dağılımı eşitliği, özgürlük ve adaleti üstün kılan bir yaşam biçimini önermesiydi.

Peygamberimizin bu önerisi günümüzde olduğu gibi o zamanda da batıl sistemin sahibi olan egemenleri rahatsız etmiş ve peygamber efendimize her vesileyle karşı çıkmalarına sebep olmuştur.

EBTER LAKABI TAKILDI

Amr bin As’ın babası Vail bin As peygamber efendimize karşı çıkan ve ona en çok eziyet edenlerden biriydi. O, peygamber efendimize karşıtlığı o kadar ileri götürmüştü ki kendisine “Ebter” lakabını takıp Kureyş halkı arasında alay konusu yapmıştır.

Ebter, soyu kesik anlamına geliyordu. Peygamber efendimizin çocuklarının erken yaşta vefat etmesi ve Arapların peygamber efendimizle “Ebter” diyerek alay etmesi peygamber efendimizin canını çok sıkıyordu. Miraç gecesi yüce Allah peygambere Fatıma (a.s) müjdesini verdi. Bu vesileyle Hz. Fatıma arifler tarafından Kadir gecesiyle simgelenmiş ve “Kim Fatıma’yı (a.s) tanırsa Kadir gecesini idrak etmiştir” şeklinde ifade edilmiştir.

 

NESEP KIZ ÇOCUĞUNDAN DEVAM ETMEZDİ

Fakat Arap müşrik zihniyetinde kız çocuğunun hiçbir değeri yoktu; onların inançlarında da “nesep” asla kız çocuğundan devam edemezdi.

Yüce Allah’ın hikmeti ve takdiri bu yanlış zihniyete son vermek ve kadına toplumlarda hak ettiği değerin verilmesi amacıyla alemlere rahmet olan son peygamberinin soyunu kız çocuğundan devam ettirmeyi irade buyurmuştur.

 Ancak toplumların inançları, kanaatleri ve alışkanlıklarını değiştirmesi günümüzde olduğu gibi o zamanda da çok zordu. Kureyş halkı peygamber efendimizle “Ebter” diyerek alay etmeye devam etti.

Yüce Allah habibiyle alay eden bu sapkın zihniyete ve bu zihniyeti günümüze kadar taşıyan güruhlara uyarı niteliğinde, peygamber ve inananlara da müjde şeklinde Kevser suresini indirmiştir.

"BİZ SANA KEVSER’İ VERDİK"

Yüce Allah bu surede şöyle buyurmaktadır: “Şüphe yok ki biz sana Kevser’i verdik. Öyleyse tekbir alıp (veya kurban kes) rabbin rızası için namaz kıl. Şüphesiz ki asıl soyu kesik (Ebter) olan, seni alaya alanlardır.”

Kevser, cennette bir ırmağın adıdır; Kevser, Arapça’da bereketli hayırlar demektir; Kevser, peygamber efendimizin soyunu devam ettiren Hz. Fatıma’nın (a.s) ve mübarek soyunun isimlerinden bir isimdir.

Peygamber Efendimiz kızı Fatıma (a.s) için, “O babasının annesidir” diye buyurmuştur.

Evinden çıkarken onunla vedalaşır dönerken de ilk önce onu yanına uğrar hâl hatırını sorardı.

Zira Hz. Fatıma, İmam Ali ve çocukları (a.s) İslam dininin kuralları Resulullah’ın (s.a.a) ahlakıyla boyanan bütün insanlığa örnek rol modelleriydi.

Yüce Allah’ın bu mübarek aileyi insanlığa örnek alınacak aile olarak takdim etmesi ve Resulullah’ın (a.s) ümmete emanet olarak vermesine rağmen ümmetin büyük çoğunluğu bu emanete geçmişte de günümüzde de sahip çıkamamış ve örnek alma saadetine nail olmamıştır.

FEDEK HURMALIĞI GASP EDİLDİ

Resulullah’ın şehadetinden sonra İmam Ali (a.s) “Ğadir-i Hum” biatına rağmen türlü hile ve mazeretlerle asıl makamından uzaklaştırılmış, Hz. Fatıma’nın (a.s) evine çirkin bir saldırıda bulunulmuş, babasından miras kalan “Fedek Hurmalığı” gasp edilmiş ve birçok mümin “mürtedlik” mazeretiyle katledilmiştir.

Hz. Fatıma (a.s) hem babasını kaybetmesinin üzüntüsünü hem de kendisine ve müminlere yapılan eziyete tahammül edemeyerek her gün ağlamış ve bu sebeple evine hüzünlerin evi anlamına gelen "Beyt’ül Ahzan” denmiştir.

Hz. Fatıma (a.s) babasının şehadetinden kısa bir süre sonra bazı rivayetlere göre üç ay bazılarına göre ise altı ay sonra şehadete erişmiş, kendisine ve müminlere eziyet edenlere hakkını helal etmemiş, mazlum bir şekilde şehit olmuştur.

Oysa bütün ümmet Resulullah’ın “Fatıma (a.s) benim bir parçamdır onu razı eden beni razı etmiş, onu üzen beni üzmüş beni üzen de Allah’ın gazabını kazanmıştır” diye buyurduğunu işitmişlerdi.

Fakat İslam tarihinde Resulullah ve Ehl-i Beyt’e yapılan zulüm ve ihanet daima gizlenmek istenmiş, hatta Resulullah’ın (a.s) sireti ve sünneti günümüze doğru bir şekilde ulaşmasın diye “hadis nakli” ve yazımı dahi uzun bir süre yasaklanmıştır.

Eğer Ehl-i Beyt İmamlarımız olmasaydı ne peygamberimizin siyeri, ne sünneti ne de İslam doğru bir şekilde anlaşılamayacak, İslam denince Emeviler’in “İslam” adına uydurdukları anlaşılacaktı.

GECE DEFNEDİLMEK İSTEDİ

Ancak Hz. Fatıma (a.s) olayların vahametinin ve yapılan zulmün niteliğini sonradan gelecek nesillerin fark etmesi ve kavraması için şehit olmadan önce İmam Ali’ye (a.s) öldükten sonra “mekruh” olmasına rağmen gece defnedilmesini ve cenazesine “zalimler katılmasın” diye vefatını kimseye bildirmemesini, sadece razı olduğu az bir grubun katılmasını ve mezarını gizlemesini vasiyet etti.

İmam Ali (a.s) Hz. Fatıma’nın vasiyeti doğrultusunda vefatından sonra guslünü kendisi vermiş, cenaze namazını çocukları ve razı olduğu birkaç kişiyle kılmış ve gece defnetmiştir.

Daha sonra da mezarın yeri anlaşılmasın diye çok sayıda başka mezarlar açıp kapatmıştır.

İşte o günden beridir peygamber efendimizin ciğer paresi kadınların en üstünü, cennet gençleri İmam Hasan ve Hüseyin’in annesi Hz. Fatıma’nın (a.s) mezarının yeri bilinmemektedir.  

Ve o tarih boyunca mazlum bir şekilde şehit olduğunu günümüze kadar haykırmıştır.

Hz. Fatıma’nın (a.s) şehadeti yıl dönümü dolayısıyla başta sahibi zaman İmam Mehdi ve bütün müminlere taziyelerimi arz ederim. 

İbrahim Kanadlı


 



408 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

DOSTLARIMIZIN ÜZERİMİZDEKİ ETKİSİ - 22/01/2021
İnsanın hayatını, görüşlerini, seçimlerini şekillendiren en önemli özelliği sahip olduğu karakteridir.
NÜBÜVVET - 20/01/2021
İşte biz, Resulleri birbirlerine böylece üstün kıldık. Bazıları Yüce Allah’la konuştu. Bazılarını derece olarak yücelttik. İsa’yı da ‘Ruhu-l Kudüs’le destekledik.
Mail İle Cihat - 22/12/2017
Bütün cihat çeşitlerinin yapılabilmesi için belirli bir maddi sermayeye ihtiyaç vardır.
Yaratılma Gayemiz - 20/12/2017
Felsefenin cevabını aradığı sorular arasında en meşhur olanlarından bir tanesi de yüce Allah’ın insanı niye yarattığıdır.
İlim İle Cihat - 15/11/2017
Kur’an’da ilk emri “Yaradan Rabbinin adıyla oku”, (Alak 1-2)